20 Haziran 2009 Cumartesi

Patricia Kaas Kabaret



And Now Ladies and Gentlemen,

Patricia Kaas sizi yeni kabaresi Kabaret’i izlemeye çağırıyor. 1930’lara övgü niteliği taşıyan bu gösteri, o zamanın ruhunu, günümüz sanat anlayışı ile harmanlıyor. 13’ü yeni, toplam 23 şarkı şarkıdan oluşan, dijital bir sahnenin önünde sergilenen dans ve müzik gösterisi. Başrol Kaas’ın, arkasında olağanüstü yetenekli dansçı Stephanie Pignon, zaman zaman gerçek zaman zaman arkada kurulan ekranın içinden devam eden balonlar, bir sandalye, bir yatak başı ve diğerleri. Berlin’den, Paris ve Buenos Aires’e uzanan bir yolculuk.



Tamamı Lanvin tarafından hazırlanmış kostümler. Sabah dışarı çıkan Kaas, günlük işlerini bitirdikten sonra yemeğe gidiyor, evine dönüp pijaması ile yatağında uyumak dışında ne yapılırsa onları yapıyor, sabah oluyor, üzerine geçirdiği sabahlığı ile bir kadının 23 saatini anlatıyor. Sesi, dansı ile saf bir erotizm, çok seksi bir kadının, güçlü erkeksi ve boğuk sesi ile daha da hareketleniyor.

"eğer yapmak gerekseydi
dünyayı durdururdum
seni uykusuz bırakan
ışığı söndürürdüm
eğer seni mutlu etmek için
hayatsız bir çöldeki
engelleri kaldırmak
gerekseydi
denizi bulurdum
ve eğer bunu yapmak gerekseydi
yağmuru durdururdum” diyor Et s'il fallait le faire şarkısında.


Koreografi çağdaş dans ile klasik baleyi harmanlamakta oldukça başarılı Regis Obadia tarafından yapılan bu Kabaret Tur, 07.11.200 tarihinden itibaren tüm Avrupa’yı dolaşıyor, Rusya’da 28 şehirden sonra İstanbul’da ve 2009 sonuna kadar da devam edecek.



Siyah bir fonun önünde kırmızı bir K harfi ile gösteri başladı. Her ne kadar kendisinin bembeyaz ve incecik olmak ile ilgili şikâyetleri olsa da, oldukça atletik ve küçücük bir kadın olan Kaas sahneye geldiğinde, biraz önce tuvaletlerden ve diğer her şeyden de şikâyetçi olan izleyici halinden çok memnun görünüyordu. Açıkhava nerede ise dolu idi, son derece sıkıcı, kibirli, Fransız hayranı bir kitle Kaas’ı heyecanla izledi. Biz ise pintiliğimden konseri en arkalarda izlemek zorunda kaldık. İki yana asılı dev ekranlar olmasa idi, konserin görsel tarafını tamamen kaçıracaktık. Bu Kabaret kesinlikle kapalı mekânda olmalı idi. Açıkhava Sahnesinde konser izlemek keyifli olsa da; bu gösteri için yanlış seçim olmuş. Ses dağıldı, gösteri çok görsel, bir hikâye anlatılıyor, arkada çalışan bir Kule Vinç, Cahide’den yükselen Türkçe pop şarkıları ve daha niceleri.

Kaas kendini yenilemeye devam ediyor. Bu gösterinin dansları için 150 saatten fazla çalışmış. Tüm Fransa ve Dünya bana hayran ne yapsam tutar düşüncesinde değil. Acaba bu gösteriyi izlemeye İstanbul'da kaç şarkıcı, sanatçı gelmiştir? Gelip görseler, 44 yaşında dünya çapında ün sahibi, bu kadının yeni bir şey yaratma tutkusunu. Kendi topraklarından beslenip, başka bir yüzyılın stilini yepyeni bir şölen ile sunmayı. Çılgınca dans ediyor, şarkı söylüyor, oynuyor ve hiç nefessiz kalmıyor. Yürürken bile sanki başka bir ışık saçıyor. Kendine o kadar güveniyor ki Stephanie Pignon’un dansları arasında bile kaybolmuyor.



"Ne istemediğimi biliyorum. Her zaman ne istediğimi bildiğimi söyleyemem ama ne istediğimi bildiğimi biliyorum diyor Kaas ve yaratıcılıkta sınır tanımıyor.

Konser sonrasında okuduğum bir yazıda; organizatörler Kaas istediği gibi alışveriş yapabilsin diye Mayadrom Alışveriş Merkezi'nin 'New Upstores' adını taşıyan katını kapatmış. Dior, Lanvin ve belki de Chanel bizzat onun için kıyafet hazırlamak için birbirleri ile yarışırken eminim Kaas, New Upstores mağazasında satılan geçen sezonun kıyafetleri ve ürünleri ile büyük bir mütevazılık içinde ilgilenir gibi yapmıştır. Onun yerine Kapalı Çarşı’ya götürmek bile daha iyi bir tercihmiş gibi geldi bana.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder